Sizin de okulda sınavlardan hep en yüksek notu almaya çalıştığınız, yaptığınız bütün işlerin kusursuz olması gerektiğine inandığınız veya "1 gram bile almamalıyım" düşüncesiyle kendinizi aç bıraktığınız zamanlar oluyor mu? Tüm bunlar çoğu zaman zorlayıcı, yorucu ve bir süre sonra tükenmişliğe yol açan aşırılaşmış düşünce ve davranışlar. Günümüzde birçok insan bunlara benzer durumlar yaşıyor ve “Ben mükemmeliyetçiyim, o yüzden hiç hataya tahammülüm yok” ya da “Her şeyin mükemmel olmasını istemek beni başarıya itiyor” gibi cümleler içinde sıklıkla mükemmeliyetçilik kavramını kullanıyor. Çoğunlukla mükemmeliyetçiliğin yalnızca olumlu yanlarına vurgu yapılır. Peki, gerçekten gündelik dilimize yapışan mükemmeliyetçilik kavramı doğru bir şekilde kullanılıyor mu ve her zaman bizim için işlevsel mi?
Mükemmeliyetçilik Nedir?
Mükemmeliyetçilik, kişinin kendisine ve çevresine yüksek standartlarda hedefler koyması ve bu hedeflere ulaşma çabasını sürdürmesi olarak tanımlanabilir. Mükemmeliyetçilik kişiyi başarıya da götürebilir, hayatının akışını da bozabilir. Hangisinin olacağı, mükemmeliyetçiliğin düzeyine bağlı olarak değişiklik gösterir. Belirli düzeyde işlevsel olan ve kişiye fayda sağlayan pozitif mükemmeliyetçilikte kişi, kendisine ulaşılabilir standartlar koyar, düzenli bir şekilde çalışır ve hedeflediği sonuca ulaşarak tatmin olur. Başarılı olamadığı durumlarda ise kendisine esneklik sağlayarak yeni stratejiler üretir ve kaldığı yerden motive bir şekilde hedefi için çabalamaya devam eder. Başarısızlık yıkıcı olmaz, çünkü kişi kendi değerinin bu hedefi gerçekleştirmeye bağlı olmadığını bilir.
Negatif (nevrotik) mükemmeliyetçilikte ise kişi kendisine ulaşamayacağı standartlar belirler. Yaptığı her işin kusursuz olması gerektiğine inanır. Belirlediği hedeflere hiç hata yapmamacasına, sözde mükemmel bir şekilde koşarken başkalarının da kendisinin belirlediği yüksek standartlara uymasını bekler. Bu durum, kişinin ikili ilişkilerini ve iş ilişkilerini de olumsuz yönde etkiler. Örneğin, okulda grup arkadaşıyla bir sunum yapacak olan negatif mükemmeliyetçi kişi, arkadaşlarından çok yüksek bir performans bekler. Yaptıkları her hatayı büyütür, eleştirir ve arkadaşını kendi beklentisine uygun olarak çalışmaya zorlar. Kimsenin ödevi onun kadar kusursuz hazırlayamadığını düşünür. En sonunda hem grup arkadaşlarıyla arası açılır hem de tüm görevleri tek başına üstlenmek zorunda kalır. Negatif mükemmeliyetçi kişiler aynı zamanda hem kendilerinin hem de başkalarının onay ve takdirini kazanmak için gereğinden fazla uğraşırlar. Bir hata yaptıklarında veya başarısız olduklarında da eleştirilme korkusundan dolayı aşırı telafi etme davranışı sergilerler. En ufak hataya ve hayal kırıklığına tahammül edemediklerinden dolayı başarısız olmaktan korktukları işlerden kaçınırlar, ertelerler, hatta işlerini yapamaz hale gelirler. Böylece hata yapma ihtimallerini sıfıra düşürdüklerine inanırlar. Fakat hata yapılsa da, bir işe başlamanın başarmanın yarısı olduğu ve hataların da kendini geliştirme yolculuğunda ilk basamak olduğunu fark edemezler. Bu yüzden aslında başlamadan kaybetmiş ve korkularına, kaçınma davranışlarına yenilmiş olurlar.
Mükemmeliyetçi Tutumlar Nereden Geliyor?
1. Mükemmeliyetçi Ebeveynleri Rol Model Almak: Çocukluktan itibaren başta ebeveynlerimiz olmak üzere sürekli insanlarla sosyal bir etkileşim halindeyiz. İlk olarak iletişim kurduğumuz ve rol model aldığımız anne ve babalarımızdan bu süreç boyunca birçok davranış kalıbı öğreniyoruz. Mükemmeliyetçi ebeveynlere sahip çocuklar, ebeveynlerinin hiç hata yapmayan, mükemmel insanlar olduklarını düşünüp, kendileri de onlar gibi olmak isteyip onların davranışlarını taklit edebilirler.
2. Onay Alma İhtiyacı: Hatalarıyla kabul görmeyen, her alanda daima dört dörtlük olması gerektiği yönünde katı şekilde eleştirilen ve yalnızca ebeveynlerinin beklentisini karşılayabildiğinde sevilen, değer gören, ödüllendirilen çocuklar ailelerinden koşullu kabulü öğrenir. Aldıkları her aferinde veya her eleştiride “Değerli olmak için kusursuz olmam gerekli” düşüncesi ve bunu kendine kanıtlamaya yönelik davranışlar pekişir. Bu çocuklar, yetişkinliklerinde de “Hata yaparsam beni kimse sevmez”, “Bu işi mükemmel yapmazsam patronum beni kovar”, “Sınavdan 100 alamadım, ben ne işe yararım ki?” gibi öz değerlerini tamamen aldıkları tepkilere bağlayan, sürekli onaylanma ihtiyacı hisseden ve eleştiri almaktan korkan bireyler olurlar.
3. Genetik Yatkınlık: Mükemmeliyetçilik yüzde yüz genetik geçişli olmasa da yapılan araştırmalar, bu özelliğin orta düzeyde kalıtımsal geçişli olduğunu göstermektedir. Bu araştırmalardan birinde 1022 tek ve çift yumurta ikizi kadının kişisel standartları, bir işe başlarken şüphe duymaları, hata yapmaya yönelik endişeleri gibi mükemmeliyetçiliklerine dair özellikleri incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, üç özellik için de tek yumurta ikizlerinin korelasyonlarının çift yumurta ikizlerine göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte araştırma, mükemmeliyetçiliğinin çevresel ve genetik etkilerini de incelemiştir. Araştırma sonuçları, kişisel standartlar ve hata yapmaya yönelik endişenin ortak genetik etkileri, bir işe başlarken şüphe duyma ve hata yapmaya yönelik endişenin ise ortak çevresel etkileri paylaştığını göstermektedir.
Hangi Sorunları Yaşayan Kişilerde Mükemmeliyetçilik Özelliği Görülebilir?
- Endişe ve yaygın anksiyete bozukluğu
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Sosyal kaygı
- Yeme bozuklukları
- Bulimia nervoza
- Anoreksiya nervoza
- Vücut dismorfik bozukluk
- Kronik yorgunluk
- Depresyon ve intihar düşünceleri
- Öfke
Mükemmeliyetçiliği İşlevsel Sınırlarda Tutmak İçin Neler Yapılabilir?
1. Öncesinde yapabildiğiniz ama artık hata yapmaktan veya başarısız olmaktan korktuğunuzdan dolayı yapmayı ertelediğiniz işleri tekrar yapmak için kendinize bir program oluşturun ve küçük hedefler belirleyerek işlerinizi yeniden yapabilmek için harekete geçin.
2. Mükemmel olamamaktan ve eleştirilmekten korkmayın. Herkes hata yapar, kusursuz değildir. Ayrıca genellikle eleştiriler korkulan kadar sert olmaz. Kendinize çok da iyi olmadığınız ya da yeni başlayacağınız görevler yaratın. İnsanların tepkilerini görün (sunumda kısa bir konuşma yapmak, yeni bir enstrüman çalmak ve bunu başkalarına dinletmek vb.).
3. Bilerek, telafisi olan ve sizi zarara sokmayacak küçük hatalar yapın (örneğin, marketin önünde durup görevliye marketin nerede olduğunu sormak gibi). Hata yaparak, sizin için başınıza gelebilecek en kötü durumun içinde kalıp bunun nasıl olacağını deneyimleyebilirsiniz.
Klinik Psikolog Zeynep Güzeler Aydemir
Referanslar
1.Antony, M. M. (2015). Cognitive-behavioral therapy for perfectionism. Anxiety and Depression Association of America.
2.Terry-Short, L. A., Owens, R. G., Slade, P. D., & Dewey, M. E. (1995). Positive and negative perfectionism. Personality and Individual Differences, 18(5), 663–668.
3.Atasoy, P. Ç. (2010). Mükemmeliyetçilik. Boğaziçi üniversitesi öğrenci rehberlik ve psikolojik danışmanlık merkezi.
4.Tozzi, F., Aggen, S. H., Neale, B. M., Anderson, C. B., Mazzeo, S. E., Neale, M. C., Bulik, C. M. (2004). The Structure of Perfectionism: A Twin Study. Behavior Genetics, 34(5), 483–494.